Select a Region
Select a Country
Select a City

Dünyadaki UHY Ofisleri

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1380 Esas
KARAR NO : 2018/1107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2017
NUMARASI : 2016/42 Esas, 2017/196 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine duruşmalı olarak dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıköy Orman İşletme Şefliği tarafından 09/07/2015 tarihinde davacı şirketin bulunduğu yerde ölçümler yaptığını, sözkonusu arazide aşım ve taşımlar olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketçe Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Orman Kanunu’nun 114. maddesine dayanılarak tazminat raporu düzenlendiğini, tazminatın davacı şirkete iadesi için Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 2015/11398 Esas 2015/971 Karar sayılı dosyasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı Kütahya Orman Bölge Müdürlüğüne karşı dava açıldığını, Eskişehir 2. İdare Mahkemesince 6831 sayılı Kanunun 112 ve 113. maddeleri uyarınca belirlenen tazminata karşı açılacak davaların görümünün adli yargı olduğunun belirtilerek görevsizlik kararı verildiğini belirterek, 10/07/2015 tarihinde düzenlenen tazminat raporu ile davacı şirket tarafından ödenen 75.664,99 TL’nin davacıya iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Balıköy Orman İşletme Şefliği tarafından 07/03/2016 tarihli inceleme raporunda davacı şirket tarafından açılan davada açma suçu unsurlarının oluşmamış olduğu, davalının tek bir ağaç dahi kesmediği, dolayısıyla ilgili suçun işlendiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; işgal ve faydalanma eylemine konu edilen yerin Kütahya ili, Tavşanlı ilçesi, Dümrekorta köyü, Devlet ormanı parseli içerisindeki 60028,74 m² yüz ölçümlü taşınmaz alanı olduğu, bu yerde davacı şirketin faaliyet gösterdiği, açma eylemine konu örtü temizliğinin diri örtü temizliği olduğu, ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler yanında, sağladığı nem sebebiyle orman bitki ve tohumlarının korunmasını ve gelişmesini, ağaç ve ağaççıkların sahaya yerleşmesini sağlayan orman refakat florası olarak adlandırılan eğrelti otları, canlı çalılar, çayırların da diri örtü olarak kabul edildiği, herhangi bir ağaç kesilmese dahi, diri örtü temizliği halinde alan üzerinde ağaçlar kesilmiş ise ağaçlandırma gideri tayin edileceği, 2015 yılı esas alınarak ağaçlandırma masrafının 75.664,99 TL olarak hesaplandığı, ağaçlandırma gideri hesabının doğru olduğu ancak tazminat hesabının suçun gerçekleştiği orman örtüsünün tahrip edildiği tarih olan 2013 yılı esas alınarak hesaplanması gerektiği, bu hesaplamaya göre de ağaçlandırma masrafının 60.695,43 TL olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 14.969,26 TL ‘nin davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ormandan açma suçundan bir soruşturma başlatılmış ise de henüz soruşturma aşamasına dahi geçilmediğini, davacı şirketin bu suçu işlediği dahi belli değilken tazminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, suç tutanağında tespiti yapılan alandaki tüm aşım ve taşım faaliyetlerinin dava dışı …. tarafından yapıldığını, bu eylemler yapıldıktan sonra ….’nin 23/01/2012 tarihindeki bölünmesinden sonra davacı şirketin ortaya çıktığını, davacı şirket tarafından açıklanan şekildeki hukuka aykırı olarak tanzim edilen tazminat raporu gereğince iyi niyetli olarak tazminatı ödemişse de, bu tazminatın tamamen davacıya iadesi gerektiğini, kaldı ki, mahkemece hüküm altına alınan miktara da idareye ödeme tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece, suçun 2013 yılında işlendiğinden bahisle tazminat hesabı yapılması ve buna göre karar verilmesinin doğru olmadığını, suçun öğrenildiği tarih olan 2015 yılında suç tutanağı düzenlendiğini, bu tarih itibarıyla tazminat hesabı yapılması gerektiğini belirterek, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Uyuşmazlık, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 114. maddesi gereğince davacının eylemi nedeniyle davalının ağaçlandırma gideri tazminatı isteyip isteyemeceği ve bu yolda yapılan ödemenin yersiz olup olmadığı konusundadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yersiz ödenen ağaçlandırma gideri tazminatının istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı, davalı orman idaresi tarafından, izin verilen saha dışına taşarak orman örtüsüne zarar verdiği gerekçesiyle haklarında düzenlenen suç tutanağı ve tazminat raporu gereğince idareye 75.664,99TL ödemede bulunduğunu ancak bu ödemenin yersiz olduğunu belirterek, yaptığı ödemenin geri alınmasına karar verilmişini istemiş, davalı ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 14.969,26 TL’nin davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olup davacı ve davalı süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuşlardır.
Dairemizce, duruşmalı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır
Tavşanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/192 Esas 2018/35 Karar sayılı dosyasında sanıklar Fırat Deniz ve Davut Ballı hakkında “ormandan işgal ve faydalanma” suçundan kamu davası açıldığı yapılan yargılama sonucunda, “…. …. unvanlı firmasının sahibi olduğu iki adet 4. Grup işletme ruhsatlı krom madeni ocağının 13 farklı noktasında, pasa aşım ve taşımları, izinsiz galeriler, izinsiz ulaşım yolu, izinsiz stok sahası, izinsiz pasa döküm sahası, izinsiz su kuyusu gibi çalışmalar yapmış olduğu tespit edilmiş olup,….. sanık Fırat Deniz’in ilgili firma tarafından Kütahya Şube Müdürü olarak atandığı ortaklar kurulu karar defteri tarihi 20/03/2014 olduğu, davaya konu alanlarda yapılan izinsiz çalışmalar hakkında Kütahya Orman İşletme Müdürlüğü’ne gönderilen 10/03/2014 tarihli isimsiz ihbar mektubu, Fırat Deniz’in firma Kütahya Şube Müdürü olarak atanmasından 10 gün önce yazıldığı, 10 günlük süre zarfında bu kadar büyük çalışmaların yapılamayacağı, sanık Davut Balı’nın ilgili Firmanın cevher , makine ve techizat sevkiyatı sorumlusu yetkileri sınırlı olan bir personel olduğu ve firma tarafından resmi olarak hiçbir göreve atanmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda sayılan nedenlerle Fırat Deniz’in firma Kütahya Şube Müdürü olarak atanmış olduğu tarih ve Davut Balı’nın ilgili Firmanın cevher , makine ve techizat sevkiyatı sorumlusu yetkileri sınırlı olan bir personel olması nedenleriyle şirketin yaptığı aşım ve taşımlardan sorumlu oldukları yönünde kesin, hükme esas ve inandırıcı delil elde edilemediğinden dolayı üzerine atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle” sanıkların beraatlerine karar verildiği ve kararın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi kararıyla “istinaf başvurusunun reddine” karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi, “ Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklindedir.
Beraat kararları hukuk hakimini bağlamaz ise de ceza mahkemesinde belirlenen maddi olgular bağlar.
Ceza dosyası kapsamından, davacı şirketin ruhsat sahası dışına çıkarak orman alanında işgal ve faydalanma yaptığı sabittir.
Dosya kapsamından; 10/03/2014 tarihli isimsiz ihbar mektubu gereğince davacı şirket hakkında inceleme yapıldığı ve 09/05/2015 tarihli suç tutanağı düzenlendiği, suç tutanağı içeriğinde özetle, davacı şirketin ruhsat sahası dışında kalan orman alanında izinsiz çalışarak aşım ve taşımlar yaptığının tespit edildiği, bu alanda kesilmiş herhangi bir orman emvaline rastlanılmadığı tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı idare tarafından yukarıda bahsedilen suç tutanağı gereğince, davacı şirket hakkında 09/07/2015 tarihli tazminat raporu düzenlendiği, rapor gereğince 6831 sayılı Kanunun 114. maddesi gereğince 75.664,99TL tazminat hesaplandığı, davacı şirketin de 30/07/2015 tarihinde bu tazminat raporu gereğince 75.674,99TL’yi alıcı Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü hesabına yatırdığı anlaşılmıştır. İş bu dava ile de bu miktarın istirdadı talep edilmiştir.
Somut olayda asıl uyuşmazlık; 6831 sayılı Kanunun 114. maddesi gereğince ağaçlandırma gideri tazminatının hangi koşullarda istenebileceği noktasında toplanmaktadır.
6831 sayılı Orman Kanununun 114. maddesi, “Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.
112 nci maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de aynen uygulanır.
(Ek fıkra: 23/01/2008-5728 S.K./221.mad) Bu Kanunun 112 ve 113 üncü maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır.” şeklindedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/3417 Esas, 2018/1579 Karar sayılı ilamı, “… Davaya konu yerde ağaç kesme ve orman diri örtüsünü sökme olmadığı, davalının açma yapmaksızın işgal ve faydalanmada bulunduğu belirlenmiş ve mahkemece de davalının eylemi işgal ve faydalanma olarak kabul edilmiştir. Şu durumda; davalının 6831 sayılı Kanun’un 114. maddesi uyarınca, ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek bu istem yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi benzer konuda bu yönde pek çok kararı vardır.
Somut olayda; gerek ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, gerek idare tarafından düzenlenen suç tutanağına esas inceleme raporlarında, orman diri örtüsünde tahribat veya ağaç kesmeye dair bir tespitin bulunmadığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının ise, dosya üzerinden alındığı anlaşılmış olup davacı şirketin ormandan açma yaptığı veya orman diri örtüsüne zarar verdiği, ağaç kestiği ispatlanamadığından 6831 sayılı Kanunun 114. maddesi gereğince ağaçlandırma gideri tazminatını ödemesi koşulları oluşmadığından, davacı şirketin suç tutanağı/ceza tehditi altında ödemiş olduğu 75.664,99TL ağaçlandırma tazminatı yersiz olup tamamının davacıya iadesi gerektiği, davacının istinaf başvurusunun duruşma yapılarak HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, davalının istinaf başvurusunun duruşma yapılarak HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılarak KABULÜ ile, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/03/2017 gün ve 2016/42 Esas, 2017/196 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KABULÜ ile, 75.664,99TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)Davalı idare, harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 1.292,17TL harcın talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 31,40TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
4) Davacı tarafından hükümden önce yapılan 1.262TL ile hükümden sonra yapılan 22TL olmak üzere toplam 1.284TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yapılan 81,70TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
7)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.673,15TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Davacı, istinaf kanun yolu aşamasında vekil ile temsil edildiğinden ve birden fazla duruşmaya katılmış olması sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
C–1) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)Davalı Bakanlık, harçtan muaf olduğundan istinaf harcı alınmasına yer olmadığına,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı 11/07/2018 günü oy birliği ile verilen karar alenen okunup, usulen anlatıldı.